2 Şubat 2016 Salı

Bir yağmur delisiyim işte.....

Yağışını, tepeden tırnağa beni sırılsıklam yapmanı severdim. Her damlan içime işlerdi, her damlan yüreğime akan bir nehre dönüşürdü. O ıslak halimle tir tir titrerken, bir tek damlanı bile kaçırmamak için kapanmazdım hiçbir yere. Yağmurdan sonra üşümeyi kim sever ki?
Ben severdim işte. Bir yağmur bağımlısına dönüştürmüştün beni. Sen yağdığın zaman elinde şemsiyesiyle gezen, kaçışan insanları gördükçe öfkelenirdim. Seni hissetmeyen insan neden yaşardı ki dünyada? 
Sonra dağılırdı öfkem ve gururlu bir gülüş kaplardı yüzümü. Hiç kimsenin fark etmediği o güzel ıslaklığın tek sahibi bendim. Bu beni hepsinden ayrıcalıklı kılıyordu. Onlar sıradandı, ben farklı. Uçurumun dibindeki yalnız çiçektim ben. Tek besinim yağmurdu. Yağışını beklerdim. Kurak günlere, ayaz gecelere inat hiç bitmeyen bir umutla beklerdim. Kapardım yapraklarımı, bükerdim boynumu direnmek için. Umudun yitip gittiği günler de oldu elbette. Bekleyişin işkenceye dönüştüğü zamanlar da oldu. Yağmama ihtimalin yoktu ama ya ben sabırsızdım, ya da sen yağacağın zamanı çok iyi bilirdin. Ben bunun rahatlığıyla hiç solmayacağımı düşünürdüm. Yağacağını bilerek özlemenin tadını da sevdim ben. Benimle birlikte bekleyen diğer yalnız çiçekler; artık yağmayacak; diye kendi yağmurlarından ümidi kesmişken, ben; durun; derdim onlara.; benim yağmurum hepinizi hayata döndürmeye yeter; Öyle kıvamında yağardın ki, ne sel olup yıkardın duvarları ne birkaç damlayla kandırırdın dünyayı. Hep yettin, hep ; şükür; dedirttin. Seni taşıyan bulutlar da hiç siyah olmadı. Yakışmazdı sana kara bulutlardan düşmek dünyaya. Aydınlığını verdin, beyaza boyadın onları. Bu yüzden hiçbir zaman yıkım olmadı yağışın; Yağışından sonra gökkuşağına dönüşmeni de sevdim. Her damlan başka bir renkti. Gözlerimi alamazdım o renk cümbüşünden. Çabuk kaybolacağını bildiğim için bir saniye ayırmazdım gözlerimi senden. Sonra güneş yükselir, sen çekilirdin. Ama her gidişin, yeniden döneceğinin müjdesiydi, bilirdim. Bu aralar yine kurak gidiyor günler. Ne bir bulut var, ne de yere düşen bir damla. Ben yine direniyorum ama geciktin ey yağmur. Sitemdir sanma, vardır bir bildiğin ama düşün ki sen olmasan solup gideceğim bu çorak dünyada. Ben tutkulu, böyle bir yağmur delisiyim işte.....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder